Bir suç dehası planını gerçekleştirmek üzere polisi ustalıkla yönlendirirken sekiz hırsız, rehineler alarak kendilerini İspanya Kraliyet Darphanesine kilitler.
Yorum yazmak için giriş yapmanız gerekiyor. Üyelik tamamen ücretsiz.
Üye ol. Üyeliğin ile giriş yap.Yorumlar spoiler içerebilir, yine de görüntülemek ister misiniz ?
yine geldim… duygulanmak, ağlamak, yanımda birilerinin olduğunu hissetmek, kalbi aslında tertemiz olan insanlar görmek, mükemmel bir dili kulaklarıma bahşetmek ve özlediğim bütün usta oyuncuları yeniden görebilmek için.
tekrar merhaba, la casa de papel. hiçbir diziye yeniden başlamadım, hiçbirine karşı istekli olmadım. ama bu herhangi bir dizi değil. muhtemelen 2 güne sıkılıp bırakırım ama en azından şu anda izleyebilirim, değil mi?
umarım ispanyol dizilerinden/filmlerinden bu kadar etkilenen bir ben değilimdir.. her şeyiyle büyülüyor. senaryo, oyuncular, DİL, AKSAN… ah be. acilen madrid’e yerleşmem lazım. BEKLEYİN BENİ.
Dizide karakterler maskenin kendisi manifestoyken halktan istenileni her ne kadar koparsalarda halk tarafından yer yer ‘kahraman’ olarak etiketlendi ama geçmişleri olmadan aynı adımı atmazlardı. Genel olarak baktığımda kolektif fayda ve bireysel amaçları sorgulatan dizi benim için Felicité şarkısıyla harika. Güç etik kararları değiştirirken evrensel ahlak yasasından söz etmek zor. Her karakteri anlamak kolay değildi, Tokyo sadece planları alt üst eden bir karakter hiç değildi. Deneyimler subjektif olabilirdi ve karar vermek değildi Tokyo’nun yaptığı, o eylemle kararını sonradan yazıvermişti bazen. Nairobi de sadece bir feminist değildi. Albert Camus tarzında geçen gerçek bir isyan, kendini kabul etmektir sözü çoğu görüşüne katılmadığım Berlin’i hatırlatıyor. Çaldıkları tek şey para değildi, yeri geldiğinde umut sunuyor gibi görünen karakterler hayat çalmadı mı? Yaptıkları Lawless Lawyes’teki kanun yoluyla kanuna kanunsuzlukla adalet için karşı koymak değildi çünkü sahici amaçları hiç bu olmamıştı. Gelgelelim karakterlere şehir adları verilmesine. Sadece bir olma plana sadık kalma kimlik gizleme amacı gütmüyor tabi. Tokyo, gerek tarihi gerek nüfusu. Tokyo, sadece Berlin tarzı romantiklerden değildi, her an patlayacak ve çokça susturduğu sesi vardı. Berlin Berlin Duvarı’na göndermeydi herhal, ölümünü estetikle taçlandırarak bunu doğrular gibi. Kenya’nın canlı başkenti pek tabi Nairobi’ye kalacaktı eh fabrikada işçileri düzene koymasıyla yine sömürüye indirgeniyor ve sanki haykırıyor adalet işçilik ya da kadın hakları fark etmez şarttır dercesine.Ayrıca Nairobi şehrinin adı Svahili dilinde “soğuk su” anlamına gelirmiş yani arındırıcı, yaşam verici. (Oğlu için yapmak istedikleri vs.) her şey bu kadar ayrıntıya giriyorken bir tabloya bakarcasına izlemek gerek. Moskova’nın (eski kafalık Sovyet) oğlu Denver Amerika’nın yüksek takımlarıyla ince havayı taşıyor ve dağlarla çevrili, nefesi bol olan taşan bir yer. Babasının ölümünden sonra aradığı yer kendisi(eski hali) değil miydi? Raquel’e bakalım. Kıyıda yer alan Lisbon müfettişin kendi sınırını sembolize ediyor ve sanki kendine bazen bakıyor müfettiş gözüyle. Şehir adları yeni isimleri değildi birer metamorfozlarıydı, peki Profesör? O şehir ismi almadı ama neden? Bence diğer karakterler kadar ruh dengesizliği ya da değişimi geçirmediğinden. Evet, planında aşk yoktu ve hep ekibin logosuydu ama çocukluğundan kalma içgüdüsü, hisleri hep vardı, zaten o üzüm şarapları da babası da bu durumu tetikliyordu. Brezilya’dan Rio, hacker olması bariz ve tropikal havasıyla da ruhunun ilkelliğine atıf gibi. Helsinki, Finlandiya’dan. Sanırım burada vücut yapısı ön plana çıkıyor, ne de olsa Finlandiya hâlâ mutluluğun tacı ve koltuğunu vermeye niyeti yok, sağlam temellere kurulu.
Üşenmeden buraya kadar okuyanlara Maneskien’den Vent’anni şarkısına bakmasını istiyorum, sözler her bir La Casa karakterine dokunuyor resmen.
Cevap yazmak için üye ol.Asiri sevdim bu diziyi.Her bolum birbirinden heyecanli.Tokyo ilk sezonlar gicik davransa da,sonraki sezonlarda cok sevdim.Tum karakterleri cok sevdim.İlk soygunu yaptiklarindan sonra bitseydi daha iyi olabilirdimi?O zaman da yarim kalmis hissi verirdi,karakterleri daha yakindan taniyamazdik.Cok iyiydi,izleyin izlettirin.
Cevap yazmak için üye ol.Kore versiyonunu izlemiştimm ve çok güzeldiii ? Sanırımm bunuda izlerimmm diye düşünüyorummm ?BEN UNUTURUMM LÜTFEN BANA 1 AY SONRA HATIRLATIIINN ? (TESEKKÜRLLLER ♥)
Cevap yazmak için üye ol.ay ay ay tesekürrr ederimm bende unutmustummm hemenn baslıcamm com uzun ama damlaya damlaya göl oluurrr
Cevap yazmak için üye ol.askımmm geldimm ama izleyememmm? cünkü neden LGS’ye 11 gün kaldıı sınavdan cıktıktan sonra hic görmemeiss gibiiii saatlerce dizii izlicemmmm ühüühühüüh?
Cevap yazmak için üye ol.Basladım ve bitirdimmcok güzeldii evet gereğinden bi tık fazla uzunn ama ben çok begendimm yani bazen sıkıcı gecebiliyorr ama çok güzel izleyin pişman olmazsınuzzz
Cevap yazmak için üye ol.Ee başladınmıı onerirmisin
Kdrama ve 16 bölümlük dizilerine alışkın biriyim bunu izleyimmi
bazen insan zekasıyla alay edercesine yapılan mantık hatalarını saymazsak güzel dizi. fakat izlemeseniz de olur. çok şey kaybetmezsiniz.
dram sevenler için gideri var.
money heist korea izledim bunun kore versiyonu o kadar guzeldi ki favori dizilerimden oldu eminim originali cok daha guzeldir tereddute dusmeden izleyin izlettirin
Cevap yazmak için üye ol.
Buralar önceden dutluktu 😀
156
76